Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı(ÇSGB) tarafından, işyerlerinde işçi sağlığı ve işyeri güvenliğini sağlamak amacıyla 20 Haziran 2012 tarihinde, 6331 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu”çıkarıldı. Bu Kanunun amacı; “işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.”
Resmi olarak ölen işçi sayısının 301 olarak açıklandığı Soma maden ocağı iş kazası; işyerleri için, işçi sağlığı ve güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Hizmet ve mal üretiminin yapıldığı her yerde, işçi sağlığı ve güvenliği ile işyeri güvenliği için her türlü önlemin işveren tarafından alınması gerekiyor.
Bir işveren, çalıştırdığı işçi sayısı 50’nin altındaysa, işyerindeki işyeri sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerini; kendi bünyesinde iş güvenliği ve işyeri hekimi varsa onlardan alabildiği gibi, ‘Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi(OSGB)’nden de alabiliyor. İşçi sayısı 50’den fazlaysa, işveren, işyerinde ‘İşyeri Sağlığı ve Güvenliği Birimi(İSGB)’ kurmak zorunda. İSGB’de; en az bir İş Güvenliği Uzmanı, bir İşyeri Hekimi ve diğer sağlık personeli(hemşire vb.) olması gerekiyor.
Görevleri ise şöyle sıralanıyor:
a-İşyerinde sağlık ve güvenlik risklerine karşı yürütülecek her türlü koruyucu, önleyici ve düzeltici faaliyeti kapsayacak şekilde, çalışma ortamı gözetimi konusunda işverene rehberlik yapılmasından ve öneriler hazırlayarak onayına sunulmasın,
b-Çalışanların sağlığını korumak ve geliştirmek amacı ile yapılacak sağlık gözetiminin uygulanması,
c-Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ve bilgilendirilmeleri konusunda planlama yapılarak işverenin onayına sunulması,
ç.-İşyerinde kaza, yangın, doğal afet ve bunun gibi acil müdahale gerektiren durumların belirlenmesi, acil durum planının hazırlanması, ilkyardım ve acil müdahale bakımından yapılması gereken uygulamaların organizasyonu ile ilgili diğer birim, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılması.
Belediyeler, hizmet üreten kuruluşlar olup, birer işveren konumundadırlar. Belediyelerde yapılan işler(Bayındırlık, Park-Bahçe, İtfaiye, Arıtma Tesisi, Toplu Ulaşım, Mezarlık, Mezbaha, Temizlik vd.); tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerdir. Belediyelerde çalışan işçiler, yaptıkları işten dolayı her an iş kazası geçirebilecek durumda olan kişilerdir. Bu nedenle, bir maden ocağı, bir sanayi kuruluşu kadar önlem alınması gereken yerlerdir, belediye işyerleri.
Belediyeler bu işi, dışarıdan(OSGB’den) hizmet almak yerine, kendi bünyelerinde oluşturacakları İSGB’ler vasıtasıyla yerine getirmeleri; İSG hizmetlerinin sunulmasında daha sağlıklı, etkin ve pratik bir yarar sağlayacaktır. Belediyeler, kendi iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini, oluşturacakları İSGB’ler vasıtasıyla, kendileri yerine getirmelidir. Ayrıca Büyükşehir Belediye Başkanlıklarının bünyelerinde, artan işçi sayısıyla birlikte genişleyen sorumluluk alanlarındaki iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini koordine etmek, düzenlemek ve denetlemek için Büyükşehir Belediyelerin bünyelerinde bir ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Daire Başkanlığı” kurulmalıdır. Belediyelerde ve Büyükşehirlerde İSG birimlerinin kurulması anlamında ÇSGB tarafından yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Yasal düzenlemeler gerçekleşinceye kadar da, belediyeler kendi bünyelerinde, en az bir İş Güvenliği Uzmanı ile bir İşyeri Hekimi görevlendirmelerinde yarar var. Belediyelerde olası iş kazalarının önüne geçmek için, temel gerekliliklerden birisi bu.
Kaynak:Radikal